Ana Sayfa
İletişim
Ziyaretçi defteri
KUTSAL KİTAP
İSLAMİYET VE SORULAR
PAPA VE KİLİSE
=> Papa'nın yanılmazlığı, Kilise'nin reisi olan Papa hata yapamazmış, böyle bir şey olabilir mi?
=> Ruhbanlık
=> Günah çıkarmak diye bir şey olabilir mi?
=> Rahipler evlenmezler, neden?
=> Hıristiyan dininde Azizlerin yeri ve görevi nedir?
=> Kilise tamamen dünyevi bir teşkilat mıdır? Ona ihtiyacı var mı? Varsa, onun görevi nedir?
ÇOK ESKİ HRİSTİYAN VAAZLARI
SIRLI OLAYLAR
MİSYONERLİK
NEDEN HRİSTİYAN OLDULAR
KİTAPLAR
İSA MESİH
ARAŞTIRMALAR
Kilise tamamen dünyevi bir teşkilat mıdır? Ona ihtiyacı var mı? Varsa, onun görevi nedir?
KİLİSE TAMAMEN DÜNYEVİ BİR TEŞKİLAT DEĞİL Mİ? ONA İHTİYACI VAR MIDIR? VARSA, ONUN GÖREVİ NEDİR?

               Kilise hakkında birçok yanlış fikir ve önyargı halk arasın­da dolaşmaktadır, çünkü birçokları ancak onun dış tarafını ve dış hususiyetlerini görür ya da görmek isterler. Bu bakımdan o, her hangi bir dünyevî teşkilata benzer; daireleri, büroları ve resmi makamları bile vardır; bazıları daha ileri giderek onu bir nevi askeri teşkilat olarak vasıflandırmak isterler. Fakat onun aslı, iç tarafı, iç tabiatı ve asıl görevi başkadır, ve aslın­da en önemli görev ve unsurları bunlardır.

               Kilise'nin asıl görevi, M. İsa'nın eseri olan kurtuluşu de­vam ettirmek ve yaymaktır. Kilise, M. İsa'nın Havarilerine "Peder beni gönderdiği gibi ben de sizi gönderiyorum", (Yu. 20,21), ve "Gidin, bütün ulusları, şakirtlerim olarak yetiştirin", (Mt. 28,19) diye verdiği emri yerine getirmeye çalışmaktadır. Demek ki, Kilise'nin bir görevi vardır, hem de bu görev biz­zat M. İsa tarafından verilmiş olan bir görevdir. Dünyada bir Kilise mevcut ise, asıl sebebi şudur ki, M. İsa'nın kendisi bu­nu istemiştir; hatta kendisi, havarisi olan Petrus'a: "Sen Petrus'sun ve ben Kilise'mi bu kayanın üzerine kuracağım," (Mt. 16,18) diyerek ona teminat vermiştir.

               M. İsa'nın eseri olan kurtuluş, iki önemli konuda gerçek­leşmiştir: lütuf veya kayra ve öğretim; O, insanlara ilâhi kay­ra veya lütfü ihsan etmiş ve onlara Peder Allah'ın ne veya kim olduğunu öğreterek, O'na giden yolu göstermiştir. Kilise'nin de iki görevi vardır: bu iki görev de ilahi lütuf ihsan etmek ve öğretim vermekten ibarettir. Bunlardan birincisini özellikle ibadet ve kutsal gizemler ya da kutsama âyinleri (Sakramentler) vasıtasıyla, ikincisini ise Konsillerin açıklamaları, Papa'-nın ve Episkoposların tamimleri vasıtasıyla yerine getirmek­tedir. Daha pratik ve açık bir şekilde şöyle açıklayabiliriz: Ki­lise bu iki asıl görevini genellikle ve çok geniş olarak şu şe­kilde yerine getirmektedir: ibadetler ve kutsal gizemler (sakramentler) ibadethanelerde yani kiliselerde yapılan çeşitli me­rasimler esnasında yerine getirilir; böylece hem insanlara ilâ­hi lütfu iletmek hem de onlara Allah'ı tanıtmak ve O'na giden yolda yardımcı olmaktadır, ve insanlar Allah'a karşı olan gö­revlerini yerine getirerek Allah'a yaklaşmaktadırlar; aslında Kilisenin maksadı ve en önemli görevi insanların Allah'a yak­laşmasında yardımcı olmaktır.

               İkinci görevini, yani öğretim görevini, ilk önce Konsillerin açıklamaları, tanımları, Papa'nın ve Episkoposların tamimle­ri, genelgelerinin vasıtasıyla yerine getirmektedir; aynı za­manda ve ikinci planda bu öğretim görevini geliştirmek, öğ­retisini ve akaitlerini araştırmak, derinleştirmek ve sonunda halk arasında yaymak için çeşitli ilahiyat müesseseleri kur­muştur.

               Bu iki esas görevi yanında, Kilise birçok başka görevi de eskidenberi yerine getirmiştir ve halen getirmektedir. Örne­ğin, birçok memleketlerde hastahaneler, dispanserler, yetim­haneler yönetmektedir; okullar açmıştır, ortaçağda belediye­lerin işlerini bile yürütmüştür, vs. Bilhassa Roma İmparator­luğunun inhitat devrinde Kilise bu nevi görevleri üzerine al­mıştır; çünkü barbarların hücumları altında çökmüş olan İm­paratorlukta bu görevleri üzerine almak isteyen veya alabilen bir teşkilat ya da bir makam kalmamıştı. Papa aziz Gregorius (590-604) zamanında da İtalya'da yine böyle bir durum orta­ya çıktığı zaman, Papa bu gerçeği açık bir şekilde ifade etmiş­tir. Doğuda ise, Selçuklular zamanında 1242 senesinde bir ara hükümetsiz kalan Malatya şehrinin Müslüman ve Hıristiyan halkı, aralarında sadakat yemini ederek müşterek bir idare kurmuşlar ve şehrin Patriğini başlarına getirmişlerdir. Ancak Kilise bu nevi görev ve işleri yapmışsa, sebebi şudur ki, bazı devletler veya belediye makam ve sorumluları kendi görevle­rini ihmal etmişlerdi; Kilise de, insanlara yardımcı olmak için onların görevini de üstlenmiştir; Kilise bu şekilde, M. İsa'nın sevgi emrini çeşitli sahalarda yerine getirmiştir. Sonraki asır­larda ise, birçok memlekette çeşitli sigortalar, hastahaneler, sağlık evleri ve sosyal hizmetler denilen müesseseler veya diğer hayırsever kurumlar devlet tarafından kurulmuş ve bugün devlet tarafından yürütülüp yönetilmektedir; bu yeni durum ortaya çılanca, Kilise bu gibi kurumları devlete bırakmıştır. Buna rağmen, Kilise hayırsever müesseseleri tamamen kaldır­mamıştır, çünkü bugünlerde bile, birçok memlekette devlet tarafından yürütülen sosyal hizmetler ya tamamen yoktur, ya da eksiktir, ve bu nevi kurumları olan memleketlerde bile yar­dım ve bakım isteyen fakir fukara daima bulunur.

               Fakat Kilise'nin asıl görevi bu nevi işlerle uğraşmak değil­dir. Altıncı asırda yaşamış olan Papa 1. Gregorius bunu açık­ça söylemiştir: Devletin ihmal ettiklerini Kilise üstlenmelidir, çünkü bunları üstlenmek isteyen başka biri yoktur ve bu gö­revleri hiç kimse üstlenmezse insanlar kötü duruma düşecek­lerdi. Birçok defa da milletler arasında barış sağlamak için ve­ya milletleri banştırmak için arabuluculuk yapmıştır Kilise ve hala da çabalamaktadır. İbadetler için kiliseler, manastırlar inşa etmiştir, vs.
               Bütün bu görevleri yerine getirmek için bir teşkilat lazım­dır; işte, bazı insanlar yalnız bu teşkilatı ve bürokrasiyi gör­mektedirler; fakat bu unsurlar ancak Kilise'nin dış unsurlarıdır ve bazan onun iç unsurlarını, gözle görünmeyen taraflarını örtüp saklamaktadırlar, bu da bir gerçektir.

               Ama bütün bu tâli unsurlar, bir nevi araç ve yardımcı göre­vi görmektedirler; Kilise, kendi asıl görevini daha iyi bir şe­kilde yerine getirebilmek için onlardan yararlanır, fakat onlar­dan vaz geçebilir ve birçok defa, birçok memlekette onlardan vazgeçmiş, onları diğer makamlara bırakmıştır. Ama asıl gö­revlerinden asla vazgeçmemiş, vazgeçmeyecektir, çünkü bu­nu yaparsa hem kendisine hem de M. İsa'ya ihanet etmiş olur­du.

               Bazı din adamları kendi yetkilerini kötüye kullanarak ken­di maddi ve manevi menfaatleri için çalışmışlarsa, bunlar as­lında Hıristiyan dinine aykırı, daha doğrusu ona karşı bir şe­kilde davranmışlardır; bunlar Hıristiyan oldukları için değil, tam tersine iyi ve hakiki Hıristiyan olmadıkları için bu şekil­de hareket etmişlerdir; bu çeşit suistimal ve yolsuzluklan her toplumda bulmak mümkündür.

               Aslında Kilise asıl görevini eskiden beri sürdürmektedir, fakat bu nevi faaliyetler gözle görünmez, ancak çok dikkatli ve samimi bir gözleyici onları sezebilir; bir ilâhiyatçının (De Lubac) dediği gibi, duaların, Allah'a yükselen niyazların ista­tistikleri yoktur. Böylece, Kilise, M. İsa'nın eserini sürdürerek görevini yerine getirmektedir; M. İsa'da hem ilahi hem de be­şeri taraflar ve unsurlar vardı; ilahi tarafları ise dıştan görü­lemezdi; aynı şekilde Kilise'nin dış unsurlarını, demek ki teş­kilatını vs., din adamlarının davranışlarını, - ki yayın organları bilhassa kötü davranışlannı ortaya koyarlar - herkes göre­bilir ve görüyor da ve özellikle onun hatalarını tesbit edebilir, ve bazı insanlar bilhassa bu hataları vurgulamaktadırlar, ama Kilise'nin en önemli unsurları, onun iç tarafları gözle görül­mez; bu bakımdan da Kilise kendi Efendisine benzemektedir.

               Kilise gerçekten M. İsa'nın eserini sürdürdüğü için, M. İsa'nın düşmanları eskiden beri aynı zamanda Kilise'nin en azgın düşmanları idiler ve bu durum halen, bugünlerde devam etmektedir. M. İsa'nın kendisine birşey yapamadıktan için O'nun temsilcisi olan Kilise'ye hücum ederler.

TOPLAM 31510 ziyaretçi (48653 klik) kişi burdaydı!
azizmeryem.tr.gg .
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol