Ana Sayfa
İletişim
Ziyaretçi defteri
KUTSAL KİTAP
İSLAMİYET VE SORULAR
PAPA VE KİLİSE
=> Papa'nın yanılmazlığı, Kilise'nin reisi olan Papa hata yapamazmış, böyle bir şey olabilir mi?
=> Ruhbanlık
=> Günah çıkarmak diye bir şey olabilir mi?
=> Rahipler evlenmezler, neden?
=> Hıristiyan dininde Azizlerin yeri ve görevi nedir?
=> Kilise tamamen dünyevi bir teşkilat mıdır? Ona ihtiyacı var mı? Varsa, onun görevi nedir?
ÇOK ESKİ HRİSTİYAN VAAZLARI
SIRLI OLAYLAR
MİSYONERLİK
NEDEN HRİSTİYAN OLDULAR
KİTAPLAR
İSA MESİH
ARAŞTIRMALAR
Ruhbanlık

Ruhbanlık

RUHBANLIK

               Bütün Hıristiyan Kiliselerinde ve Mezheplerinde Rahipler vardır, bir ruhbanlık sınıfı mevcuttur; böylece Allah'ın mutlak salahiyeti veya yetkisi sınırlandırılmaz mı? Hem de böylece Allah ile kul arasında bir nevi aracılık ya da arabuluculuk olu­şur; bu durum insanların hürriyetini ve bağımsızlığını kısıtla­maz mı?

               Ruhbanlık sınıfı denilen din adamları vardır ve eskiden be­ri, Hıristiyanlığın ilk senelerinden beri vardı, bu bir gerçektir; bu müessese M. İsa'ya kadar uzanır: kendisi on iki havariyi Filistin köylerine göndermiştir (Mt. 6,6-7). Dirildikten sonra da şakirtlerine "Peder beni gönderdiği gibi, ben de sizi gönderi­yorum" diye hitap etmiştir (Yu. 20,21) ve Peder'e dönmeden bi­raz önce yine Havarilerine "gidin, bütün ulusları eğitiniz" di­yerek, onları dünyanın dört bucağına göndermiştir (Mt. 28,18-20; Mk. 16,16-17). Havariler de ilk Hıristiyan cemaatlerini kur­dukları zaman her cemaatin başına bir yetkili takdis ve tayin etmişlerdir (H.İ. 14, 24; 20, 28 vs. Tit. 1, 5). Bu emirler İncil'de, hem de açık bir şekilde kaydedilmiş olmazsaydı, hiç kimse bu nevi yetkileri benimsemeyecekti.

               Havarilerin ölümünden sonra bu yetkililer onların yerleri­ne geçmişlerdir; bunlara isim olarak, gözetmen ya da başkan manasına gelen Episkopos ya da kıdemli manasına gelen Presbyteros isimleri verilmiştir; onlar da kendilerine yardım­cı olarak ve onların yerini doldursunlar diye, başkalarını tak­dis ve tayin etmişlerdir; bunların ismi de rahip veya kahin ol­muştur ve bu durum günümüze kadar devam etmiştir.

               Rahip veya Kahin denilen Hıristiyan din adamlarının gö­revleri ve yetkilerine gelince, bunlar Yeni Ahit'te şu şekilde belirtilmişlerdir: "İnsanlar arasından seçilmiş olan her başkahin, günahlara karşılık adaklar ve kurbanlar sunmak üzere Al­lah'la ilgili konularda insanları temsil etmek için atanır". (İbr. 5,1; bk. İbr. 8,3). Demek ki rahip insanlar ile Allah arasında ger­çekten bir nevi mutavassıt (aracı) görevini görür; ancak bu gerçek, Allah'ın kudretini ya da mutlak salahiyetini ve kadirliğini kısıtlamaz; Allah istediği zaman lütuflarını istediği kişi­lere doğrudan doğruya ihsan edebilir; ayrıca bu müessese, bi­raz önce görüldüğü gibi, M. İsa'nın kendisi tarafından tesis edilmiştir, demek ki, bizzat Allah tarafından istenmiştir, in­sanlar için kurulmuştur; rahiplerin görevi Kilisenin görevini yerine getirmektir, o da, No. 5'de gördüğümüz gibi, İsa'nın eserini, yani kurtuluşu devam ettirmek ve dünyanın dört bu­cağına götürmektir.

               Kilise'nin - ve dolayısıyla rahiplerin - en önemli görevle­rinden biri de ilahi gizemleri ya da kutsama âyinlerini icra ederek, onların vasıtasıyla müminlere ilahi lütfu ya da kayra­yı ihsan etmek ya da ulaştırmaktır; örneğin: Kutsal Efkaristiya ya da Kuddas âyini yerine getirmek, günahları çıkarmak vs. Rahipler bunu kendilerinin namına veya kendi başlarına, sanki kendi şahsi yetkileri ya da şahsi bir üstünlükleri varmış gibi yapmamaktadırlar; bu yetkiler kendilerine Kilise vasıta­sıyla M. İsa tarafından gelip verilmiştir. Bu şekilde, İsa insan­lara bu yetkileri vererek, insanların kendi kurtuluş eserine et­ken bir şekilde iştirak etmelerini istemiştir.

               Bu hususiyet Allah'ın mutlak salahiyetini sınırlandırmaz veya insanların hürriyetini kısıtlamaz, çünkü her mümin, her Hıristiyan daima ve ne zaman, nerede ve nasıl isterse doğru­dan doğruya Allah'a yalvarabilir, övgü ve şükran dualarını doğrudan doğruya Allah'a yöneltebilir; bir arabulucu varsa, o ancak M. İsa'dır; bu gerçek Aziz Pavlus'un şu sözlerine da­yanmaktadır: "Allah ile insanlar arasında tek bir aracı vardır, o da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş olan Mesih İsa'dır" (I. Tim. 2,5). Rahibin görevi hıristiyan ce­maatinin aleni ibadetlerini düzenlemek ve yönetmek, Efkaristiya sırrını icra etmek ve İncil'i açıklamaktır.

               Aynı zamanda, Allah da istediği zaman ve istediği şekilde inayetlerini, lütuflarını istediği kişilere doğrudan doğruya ih­san edebilir ve etmektedir; yani M. Ö. ve bugün de Hıristiyan olmayan birçok kişi Allah'ın yolundan gitmektedirler. Ancak, rahiplerin vasıtasıyla verilen inayetler insanlar için daha emindir; örneğin, her Hıristiyan Allah'a yalvararak günahlarının affını dileyebilir, ancak Allah onları gerçekten affetti mi, affetmedi mi, bunu bilemez; ama bir rahip önünde günahlarını itiraf ederse ve rahip kendisine "Senin günahların affedilmiştir" derse, Allah'ın affından emin olabilir, zira M. İsa ra­hiplerine bu yetkiyi vermiştir (bk. daha ileride, N. VIII). Veya herkes Hıristiyan olmayı arzu edip bu dini öğrenebilir, onun buyurduğu ibadetlerini de yerine getirebilir, ve bu şekilde kendisini kalpten Hıristiyan sayabilir; fakat vaftiz olursa ger­çekten aleni bir şekilde Hıristiyan cemaatine girmiş olacak, gerçekten ve resmen Hıristiyan olmuş olacaktır


TOPLAM 31510 ziyaretçi (48654 klik) kişi burdaydı!
azizmeryem.tr.gg .
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol