Ana Sayfa
İletişim
Ziyaretçi defteri
KUTSAL KİTAP
İSLAMİYET VE SORULAR
PAPA VE KİLİSE
=> Papa'nın yanılmazlığı, Kilise'nin reisi olan Papa hata yapamazmış, böyle bir şey olabilir mi?
=> Ruhbanlık
=> Günah çıkarmak diye bir şey olabilir mi?
=> Rahipler evlenmezler, neden?
=> Hıristiyan dininde Azizlerin yeri ve görevi nedir?
=> Kilise tamamen dünyevi bir teşkilat mıdır? Ona ihtiyacı var mı? Varsa, onun görevi nedir?
ÇOK ESKİ HRİSTİYAN VAAZLARI
SIRLI OLAYLAR
MİSYONERLİK
NEDEN HRİSTİYAN OLDULAR
KİTAPLAR
İSA MESİH
ARAŞTIRMALAR
Papa'nın yanılmazlığı, Kilise'nin reisi olan Papa hata yapamazmış, böyle bir şey olabilir mi?
PAPA'NIN YANILMAZLIĞI. KİLİSE'NİN REİSİ OLAN PAPA HATA YAPAMAZMIŞ; BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?

               Bu soruya cevap verebilmek için ilk önce bu "yanılmazlık" ibaresinin doğru ve gerçeğe uygun manasını açıklamak lazım. Bir çok kişiye göre, - ki bilhassa Kilise dışında bulunanlar bu nevi fikirler yaymaktadırlar,- Papalar bu papalık makamına getirildiği günden itibaren hiç bir hata yapamazmış; ne yapsa­lar, ahlaka ve kanuna uygun, ve ne söylerlerse hakikate uygun olurmuş. Ne günah işleyebilir ne de hata yapamazmış.

               Bu gibi iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu ayrıca vurgula­maya gerek yok; bu gibi iddiaların doğru olmadığı apaçıktır; Kilise de böyle bir şey ileri sürerek öğretmemiştir; Papalar da, her insan gibi, hergünkü hayatında hatalar yapabilir, günah iş­leyebilir, ve gerçekten işlemişlerdir; tarihi gerçekler ve belge­ler bunu teyid eder; zaten "günahımız yoktur dersek, kendi kendimizi aldatırız ve içimizde gerçek olmaz," (I. Yu. 1,8). Ay­nı şekilde, Papalar doğru olmayan şeyler söyleyebilirler; bu­nu da her insan gibi ya bilmeden, cahillikten, dikkatsizlikten vs. sebeplerden dolayı yapabilirler; demek ki Papa da yanıla­bilir; ya da gerçekten, bilerek ve isteyerek ve maksadı ne olur­sa olsun, kasten doğru olmayan şeyler söyleyebilir; demek ki, yalan da söyleyebilir. Ve bu nevi hataları her sahada, dini sa­halarda bile yapabilir.

               O halde, "Papa'nın yanılmazlığı" ne demektir? nerede ve ne zaman gerçekleşir, yoksa bir efsane midir?

               Papa'nın yanılmazlığı bir efsane değildir, fakat bu yanıl­mazlık ancak kesin bir şekilde sınırlanmış belli bir sahada ve belli şartlara bağlı olarak gerçekleşebilir.

               Papa'nın yanılmazlığı ancak dini konularda geçerli olabilir; ilk sınırlanma bundan ibarettir. Ve dini sahalarda bile her ko­nuda ve devamlı olarak değil, ancak inak veya "dogma" deni­len iman veya itikat ve ahlak sahalarında, ve Papa bunu açık ve resmi bir şekilde ifade ederse söz konusu olabilir; demek ki Papa'nın dini bir konuda her söylediği söz, ileri sürdüğü her ibare bu yanılmazlığın alanına girmez.

               Papa böyle bir sıfatla donatılmış ise, bu şahsi bir imtiyaza ya da kişisel bir yeteneğe bağlı değildir; sadece Kilise'nin re­isi veya başkanı olduğu için ve Kilise'yi doğru yolda yönelte­bilmek için bu imtiyaza sahiptir.Aslında bu imtiyazın sahibi Kilisenin kendisidir; Kilise, bir bütün olarak, M. İsa'nın getir­diği hakikatlerden sapmaz. Bizzat M. İsa, şakirtlerine, "dün­yanın sonuna kadar sizinle beraberim," (Mt. 28,20), demiş ve Havarilerine Kutsal Ruh'u yani "Hakikat Ruh'unu" ilk önce vaadetmiş sonra da ihsan etmiştir (Yu. 14, 25; 15, 26; 20, 22-23). Havariler de, ellerini kendi şakirtleri üzerine koyarak onlara bu Kutsal Ruh'u vermişlerdir (H. İ. 6,6; 8,14; 19,6 vs.). Demek ki, Kutsal Ruh'un sayesinde Kilise doğru yoldan devam et­mektedir.

               Aynı zamanda M. İsa Petrus'a ayrı bir görev vermiştir; ilk önce ona şöyle demiştir: "Sen Petrus (yani kaya)'sın ve ben Kilise'mi bu kaya üzerine kuracağım!" (Mt. 16,18); sonra da "... ben, imanın sarsılmasın diye senin için dua ettim, sen de kar­deşlerini güçlendir." (Lk. 22, 32) ve dirildikten sonra yine Petrus'u "kuzularını ve koyunlarını" gütmekle görevlendirmiştir (Yu. 21,15-17); demek ki Petrus Kilise'nin Reisi olacak ve bu sı­fatıyla diğer imanlılara, Hıristiyanlara bakmakla, onları güt­mekle ve onların imanını korumakla görevlendirilmiştir.

               Demek ki, M. İsa Kilise'sine öğretmek görevini vermiştir; bu görevi uygun ve iyi bir şekilde yerine getirsin diye, ona Kutsal Ruh'un, Hakikat Ruh'unun yardımını ve himayesini vermiştir ki, yanlış bir şey öğretmesin; bu Hakikat Ruh'u bü­tün Kilise'yi yanlış yolda, yanılgıda bırakmayacaktır.Belli bir bölgede, ya da belli kişilerce yanlış olan faraziyeler ortaya çı­karılabilir; bazı ilâhiyatçılar veya episkoposlar bile yanlış şeyler öğretebilirler; bu gibi hallerde bir kaç tartışmadan son­ra bu meseleyi incelemek ve problemi çözmek için ya bir Konsil toplanır ya da doğrudan doğruya Papa'ya başvurulur.

               İlk asırlardan beri yerel bir Kilise'de, bir bölgede önemli bir soru ortaya çıkınca, bu bölgenin episkoposları onu çözememişlerse en son merci olarak Roma episkoposuna, yani Papa'ya başvurmuşlardır; oradaki makam Kilise babaları tarafın­dan bir çok defa "Hakikat Kürsüsü" olarak vasıflandırılmıştır; M.S. 258 senesinde M. İsa uğruna şehit edilmiş olan Kartago (Kartaca Kuzey Afrika) Episkoposu Kipriyanus bütün bu iza­hatları, şu kısa ibarede özetlemiştir: "Roma konuştu, dava bit­ti".

               Papa da, bir karar vermeden önce episkoposlara ve ilâhi­yatçılara danışır; bazan da, tartışılacak mesele çok önemli ve karışık ise, bir Konsil toplanır ve bu Konsilde bütün mesele tamamıyla ve derinliğine tartışılır. Böylece görürüz ki, "Papa'nın yanılmazlığı" denilen ilke, aslında Kilise'nin doğru yolda olduğunun bir simgesidir. Papa da bu Kilise'nin reisi olduğu için, hem bu doğru yolun simgesidir hem de onu sağlamlaştır­maktadır. Papa ise gerektiği zaman çok önemli iman ve ahlak meselelerinde kati bir karar vermek için bu ilkeyi kullanır. Gerçekten onu çok nadiren kullanır.

               Hal böyle ise, Papa'nın yanılmazlığından söz etmek doğru mudur? Gerçekten bu deyim, yukarıda zikrettiğimiz yanlış veya kötü niyetli yorumlardan dolayı bir çok yanlışlıklara ve anlaşmazlıklara yol açmıştır ve başka daha gerçekçi bir deyim kullanılsaydı bu yorumlar belki önlenebilirdi, fakat bu deyim çoktan yerleşmiştir ve onu değiştirmek imkansız gibi görünür. Fakat bu nevi yanlış yorumlar her sahada olabilir, zaten ciddi ve iyi niyetli olan insanlar, bir yorum yapmadan önce konu­nun aslını ve gerçeğini araştırırlar.

                             Nihayet şu son noktayı da belirtmeli ki, bu ilke ne dene­melerden ne de tarihi gereksinmelerden çıkmıştır, sadece yu­karda belirtildiği ve İncil'de de kaydedildiği gibi, M. İsa'nın vaadettiği Kutsal Ruh'un, Hakikat Ruh'unun güvencesine da­yanmaktadır.
TOPLAM 31513 ziyaretçi (48672 klik) kişi burdaydı!
azizmeryem.tr.gg .
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol